TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
ENERJİ TESİSLERİNİ ÇEVRE MEVZUATINDAN MUAF TUTAN “ELEKTRİK PİYASASI KANUNU” İÇİN İPTAL DAVASI AÇILDI!(BASIN AÇIKLAMASI)

 

 "GEÇİCİ MADDE 8 - (1) EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine, bunların özelleştirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31/12/2018 tarihine kadar süre tanınır. Bu sürenin üç yıla kadar uzatılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu süre zarfında ve önceki dönemlere ilişkin olarak bu gerekçeyle, EÜAŞ veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarında ve 4046 Sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerinde, bunların özelleştirilmeleri hâlinde de geçerli olmak üzere, elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari para cezası uygulanmaz."

Bu madde ile, tıpkı Çevre Kanunu‘nda yapılan değişiklikle getirilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) muafiyeti gibi, yüksek kirletme potansiyeli olan enerji tesislerine (Örneğin Elbistan Termik Santrali, Muğla Yatağan Termik Santrali v.b.) çevre kirliliğinin engellenmesi için konulan kurallardan muaf tutulmaktadır.

Afşin A, Soma B (6X165 MW), Seyitömer (4X150 MW), Tunçbilek (65+2X150 MW), Çatalağzı (2X150 MW) ve Kangal (2X150 MW) 1. ve 2. Üniteleri gibi tesislerde bacagazı arıtma sistemi (desülfürizasyon) bulunmamaktadır. Özetle, bu tesislerden çıkan tehlikeli gazlar, engellenmemekte ve göz göre göre halk sağlığına zarar vermeye, doğayı yok etmeye devam etmektedirler.

Yasalaşan kanun, termik santrallerin bacalarından çıkan ve halk sağlığını tehdit eden, ölümcül hastalıklara neden olan gazların engellenmesi için kurulması gereken filtre sisteminden termik santralleri muaf tutmaktadır.

Yasalaşan kanun, devletin elindeki (özelleştirilmeleri halinde de geçerli olmak üzere) enerji üreten tüm tesislerden çıkan her türlü tehlikeli atığın bertaraf edilmesine dair zorunlulukları ortadan kaldırmaktadır. Yani bu tesislerden çıkan tehlikeli atıklar çevre mevzuatından muaftırlar, bertaraf edilmelerine gerek yoktur.

Yasalaşan kanun, bu tesislerden çıkan atık suların arıtılması zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Yani bu tesislerden çıkan her türlü evsel ve endüstriyel atık su çevre mevzuatından muaftır, arıtılmadan doğaya verilebilir.

Niyet açıktır! Devletin elindeki enerji üretim tesislerinin özelleştirilmesi sürecinde, özel sektörün bu tesislere olan hevesini, heyecanını, beklentilerini arttırmaktır. Çünkü halk sağlığı ve çevre kirliliğinin önlenmesi "maliyet, fuzuli" olarak görülmektedir. Asıl olan, bu tesislerin biran önce elden çıkartılmasıdır. Nasıl olursa olsun! Gerekirse çevrenin kirletilmesi de meşru kılınmalıdır!

Öte yandan, çevre mevzuatı iyice önemsiz hale getirilmekte, çevre teknolojilerinin, çevre biliminin ülkemizde uygulanması ve gelişmesinin de önüne geçilmektedir.

İPTAL DAVASI AÇILDI!

Geçtiğimiz hafta Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi‘ne başvurularak bu maddenin de iptali için dava açılmıştır.

Odamız, bilimsel bilgi ve teknik ekseninde, kamu yararı gözeten duruşu ile halk sağlığını tehdit eden, doğayı yok eden her türlü mevzuat çalışmasına dair kamuoyunu ve siyasi partileri bilgilendirmeye devam edecektir.

Saygılarımızla.

27.05.2013 00:00
Okunma Sayısı: 1028
Fotoğraf Galerisi