TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
BASIN AÇIKLAMASI: ZEYTİNLİKLERİMİZİ, TARIM VE ORMAN ALANLARIMIZI, MERALARIMIZI TEHLİKEYE ATAN TORBA YASA GERİ ÇEKİLMELİDİR!
BASIN AÇIKLAMASI: ZEYTİNLİKLERİMİZİ, TARIM VE ORMAN ALANLARIMIZI, MERALARIMIZI TEHLİKEYE ATAN TORBA YASA GERİ ÇEKİLMELİDİR!

Değerli Üyelerimiz,
Torba Yasa Teklifine ilişkin Şubemiz Basın Açıklaması ektedir.
Bilgilerinize sunarız.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

ZEYTİNLİKLERİMİZİ, TARIM VE ORMAN ALANLARIMIZI, MERALARIMIZI TEHLİKEYE ATAN TORBA YASA GERİ ÇEKİLMELİDİR!

Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelen torba yasa teklifi, yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik ediyor görünse de; yerli kömür santrallerinin teşviki, madencilik izin süreçlerinin kolaylaştırılması ve çevresel etki değerlendirme süreçlerinin zayıflatılması gibi hükümler içermektedir. Türkiye’nin iklim hedefleri, ekosistem koruması ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleriyle ciddi çelişkiler barındıran teklif ulusal mevzuatımızda yer alan tarım ve orman alanlarımızın, meralarımızın, zeytinliklerimizin, doğal ve kültürel varlıklarımızın korunmasına yönelik düzenlemeleri de yok saymaktadır.

Teklif gerekçeleri kapsamında; Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı ve yeşil dönüşüm hedeflerine referans verilmektedir. %65 yenilenebilir hedefi, dışa bağımlılığı azaltma, net sıfır hedefleri önemli hedeflerdir. Ancak bu hedeflere ulaşmak için yerli yakıtlı termik santrallerin stratejik ve vazgeçilmez olduğu söylemi, Türkiye'nin Paris Anlaşması taahhütleriyle çelişmektedir. Net sıfır karbon hedefi koyarken, linyit gibi yüksek karbonlu kaynaklara yatırım teşvik edilemez.

Teklif çevre ve insan sağlığı koruma değil, yatırım kolaylaştırma merkezli bir yaklaşım ile hazırlanmış olup, madencilik ve enerji faaliyetleri önceliklendirilmektedir. Diğer kurumların üzerinde tutulan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, maden ve enerji faaliyetleri lehine ruhsat ve izin takip işlerini üstlenmektedir. "Stratejik maden" tanımı gibi kavramlarla her türlü faaliyete öncelik verilmesi mümkün kılınmaktadır.

Madencilik ve enerji faaliyetlerine “üstün kamu yararı” şemsiyesi altında geniş yetki verilmektedir. Ormanlar, sulak alanlar, tarım alanları ve zeytinliklerde maden ve enerji projeleri için izin süreçleri kolaylaştırılmakta, reddedilen başvurular “üstün kamu yararı” gerekçesiyle Kurul tarafından aşılabilir hale getirilmektedir. Bu durum, ÇED süreçlerinin bypass edilmesi, halkın katılımının sınırlandırılması ve doğal alanların tehlikeye atılması anlamına gelmektedir.

Kurumların üç ay içinde görüş vermemesi halinde “olumlu sayılacağı” hükmü; izin veren kurumların daha sonra olumsuz görüş veremeyeceği gibi ifadeler ile ÇED süreci ve diğer kurum görüşlerini faaliyet lehine düzenlenmeye çalışılmakta ve çevresel denetim sınırlandırılmaktadır.

Teklifte geçen "Devlet ormanlarında bedelsiz izin", “zeytinliklerde kayıp yaşanmadan madencilik” , “zeytinlerin taşınması” gibi ifadeler bilimsel ve teknik gerçeklikle bağdaşmamaktadır. Ormanlar, sulak alanlar ve tarım alanları bir ekosistem bütünüdür. Bu tür müdahaleler yalnızca arazi yapısını değil, iklim, biyoçeşitlilik ve gıda güvenliği gibi hayati sistemlere de zarar verir. Teklif; zeytinlikler, meralar, tarım, orman alanları ve sulak alanlar için doğrudan tehdittir.

Rehabilitasyon yükümlülükleri artırılıyor gösterilse de fiilen zayıflatılmaktadır. Rehabilitasyonun ne zaman, nasıl yapılacağına dair somut güvenceler bulunmamaktadır. Rehabilitasyon bedeli ruhsat bedeli kadar tanımlansa da; gerçekte uygulanması gereken revizyonun bütçesine dair bir hesaplama bulunmamaktadır. Ayrıca bu süreçlerin ruhsat iptaline neden olabilmesi idarenin takdirine bırakılmaktadır.

Geçici maddelerde yapılan düzenlemelerle, koordinatları kanun ekinde belirtilen ve yayım tarihinde “ruhsat sahibi veya rödovansçı olan gerçek ya da tüzel kişiler tarafından, ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla” işletilen madencilik sahalarında bulunan zeytinlik alanlardaki zeytinlerin taşınmasına olanak sağlanmaktadır. Zeytin ağaçlarının sökülmesi, taşınması sırasında görebileceği zararlar göz ardı edilmekte, madenin ekosisteme verdiği zarar saklanmaya çalışılmaktadır. Teklifte verilen koordinatların Muğla’daki Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan santralleriyle maden sahalarının bulunduğu alanları içerdiği görülmektedir. Akbelen Ormanları ile ilgili yıllardır yürütülen mücadeleyle birlikte düşünüldüğünde bu maddenin amacının öncelikle bölgedeki enerji ve maden şirketlerinin yolunu açmak olduğu açıktır. Bu düzenleme açıkça Zeytincilik Kanuna aykırıdır.

Fosil yakıt yatırımlarını arttırması ve yutak alanlar için getirdiği riskler nedeni ile iklim hedefleriyle uyumsuzdur. İzin ve ruhsat süreçlerini yatırımcı lehine hızlandırma hedefi; tarım, orman ve su varlıkları için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Teklif kamu yararı içermediği gibi; çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik açısından da sakıncalıdır. Geri çekilmelidir.

Net sıfır hedefleriyle çelişen kömür teşvikleri derhal kaldırılmalıdır. Tüm maden ve enerji yatırımları için bağımsız ve katılımcı ÇED süreçleri zorunlu olmalıdır Korunan alanlar, tarım ve orman alanları için mutlak sınırlama getirilmelidir. Rehabilitasyon süreçleri için bağımsız izleme ve şeffaf denetim mekanizmaları kurulmalıdır.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
11.07.2025 14:29
Okunma Sayısı: 64
Fotoğraf Galerisi