TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Taslağı Hakkında Çevre Mühendisleri Odası Görüşü

 

Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Taslağı Hakkında Çevre Mühendisleri Odası Görüşü

 

 

Taslağın Geneli Üzerindeki Görüş ve Değerlendirme

Teklif

         Çevre mevzuatına ilk olarak 2004 yılında giren Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği ile düzenli bir toplama sistemi kurma çalışmaları yürüten Bakanlık; Belediyeler aracılığı ile tüm ambalaj atıklarını, evsel atıklardan ayrı toplamaya başlamıştır.  Bu çalışmalarda en önemli rolleri üstlenen belediyeler, mevzuatlara uygun hareket ederek toplama sistemlerini kurmaya çalışmışlardır.  Paydaşlar içerisinde Ambalaj Atığı Toplama Ayırma Tesisleri, Bakanlığın belirlemiş olduğu lisans şartlarına uyarak lisans almış, yüksek maliyetli yatırımlar yaparak, geniş bir istihdam olanağı sağlamıştır. Bugün ulaşılan noktada, belediye toplama sistemleri geliştirilmekten ziyade, belediyelerin tümüyle sistem dış kalmasına yol açmaktadır. Çevre Ajansı Kanunu, Sıfır Atık Yönetmeliği ve Geri Kazanım Katılım Payına İlişkin Yönetmelik uygulamaları ile birlikte ambalaj piyasaya sürme ve atık ambalaj toplama sisteminde yapılan değişiklikle depozitolu ürünlerin ayrı toplanan atıklar içinden ayrılması ve sıfır atık sistemi ile kaynağında ayrı toplama sisteminde ise belgelendirme bazlı olarak kurum ve kuruluşlar sisteme dahil edilerek ayrı toplanmış fraksiyonların atık üreticisi tarafından lisanslı tesislere satışı yapılarak gelir getirici kalem haline getirilmesi nedeniyle evlerden kaynaklanan ambalaj atıklarının toplanması sürecinde sorumlu olan belediyeler gelir getirici ambalaj atıklarını toplama yetkisini yitirdiği için finansal olarak iş yapamaz durumda bırakılmıştır. Bu nedenle belediyelerin hanelerden ambalaj atığı toplama işini yapabilmesi için finansal olarak desteklenmesi gereklidir. Belediyelere yapılacak finansal destek miktarının bakanlık tarafından nesnel olarak belirlenmesi sistemin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

 

Atık Yönetimi Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (y) bendinde tanımlanan ‘Genişletilmiş üretici sorumluluğu`; ürünlerin yaşam döngüsü süresince oluşan çevreyle ilgili maliyetlerin, ürünlerin pazar fiyatlarına dahil edilmesiyle açıklanmaktadır. Bu ilkenin, ürün kullanım döngüsündeki maliyet zincirinin gözden geçirilerek, mükerrer çevre maliyet veya ödemelerinin, tüketiciye yansıtılmasının önlenmesi gerekmektedir.

 

‘Müteselsil Sorumluluk`; borçlu tarafın birden fazla kişiden oluştuğu hallerde alacaklının borçluyu borcun bir kısmından değil tamamından sorumlu tutabilmesidir. Buna benzer olarak ‘Genişletilmiş Üretici (Sanayi) Sorumluluğu`; Ürünlerin yaşam döngüsü süresince oluşan çevreyle ilgili maliyetlerin ürünlerin pazar fiyatlarına dahil edilmesini teşvik etmek için tasarlanmış bir stratejidir. Üreticinin (Sanayinin) bir ürünle ilgili sorumluluğunu bir ürünün yaşam döngüsünde tüketiciler sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır. Sonuçta, ürünün toplam sorumluluğunu (fiziksel ve/veya ekonomik; tümüyle veya kısmen) üreticiye yönlendirir. Ancak nihai maliyeti karşılayan tüketici, bu tür bir sorumluluğu da ekonomik olarak yüklenmiş olur.

 

Atık üretimindeki bertaraf maliyetini daima tüketici karşılar. ‘Kirleten öder` ilkesinin tüketiciye odaklanması, üreticinin yükümlülüğü olan aşağıdaki esaslara uyma sorumluluğunun arka planda kalmasına yol açar:

 

i-"Tek kullanımlık ambalajlar başta olmak üzere ambalajların üretimi ve tüketiminde öncelikle yeniden kullanıma uygun, geri dönüştürülebilir ambalajların tercih edilmesi",

ii-"ambalajların tüketimi/kullanılması sonrasında oluşan atıkların sıfır atık yönetim sisteminin genel ilkeleri doğrultusunda geri dönüşüm/geri kazanım sürecine dâhil edilmesi ve geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımlarının sağlanarak ülke ekonomisine kazandırılması",

iii-"Sıfır atık yaklaşımı temelinde doğal kaynakların korunması ve verimli kullanımı ile sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uyumlu üretimin sağlanması ve atık miktarının azaltılması amacıyla ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, atık oluşumunun kaçınılmaz olduğu durumlarda ise öncelikle yeniden kullanılması, geri dönüştürülmesi, geri kazanılması ve/veya enerji kaynağı olarak kullanılması sureti ile bertaraf edilecek atık miktarının azaltılması ", ...

iv-"ambalajın tasarımından başlayarak, üretimi, pazarlanması, dağıtımı, kullanılması, yeniden kullanıma alınması, piyasaya arzı ve atık haline gelmesinden geri kazanımına veya bertaraf edilmesine kadar tüm süreçlerde temiz ürün ve teknolojiler geliştirilerek çevresel risklerin azaltılmasına yönelik önleme faaliyeti yapılması"

 

Bu esasların üretim zincirindeki ihmali, geri dönüşüm süreçlerindeki bertaraf maliyetini artıran en önemli payı oluşturur. Bertaraf maliyeti de arttıkça, hem ürünün fiyatına yansıtılan bedeller yoluyla ve hem de yerel idarelerin ‘katı atık katkı payı` nedeniyle, tüketiciye yansıyan maliyet yükselecektir. Sonuçta tüketicinin, mükerrer olarak çevre maliyetini yüklendiği, zorunlu tüketim mallarının ambalajlarına kadar etkilenen piyasada, alım gücünün düşmesine yol açacaktır.

 

Ürünlerin yaşam döngüsü süresince oluşan çevreyle ilgili maliyetlerinin, ürünlerin pazar fiyatlarına dahil edilmesi; tüketicinin ödediği ürün bedeliyle birlikte tüm çevre maliyeti tutarının üreticiye aktarıldığını göstermektedir. Ürün bedeli ile birlikte atıkların geri dönüşüm süreçlerindeki tüm maliyetlerin karşılandığı, bu atıkların bertarafı için yerel idarelere atık bedeli ödenmemesi, çevreyi korumak için yapılacak tüm maliyetlerin ürün bedelinden (üreticiden) karşılanması gerektiğini de göstermektedir. Aksi halde mükerrer çevre vergileri ortaya çıkacak, üreticiye haksız kazanç sağlanmış olacaktır.

 

Diğer taraftan, esaslara uyma sorumluluğunun ihmalinin ‘üretici` tarafından karşılanmaması halinde, çevre maliyetinin karşılanmasında adaletli bir dağılımın önüne geçilmiş olacaktır.

 

Geri Kazanım Katılım Payına İlişkin Yönetmelik 4/(g) ile ‘Depozito‘; "Bakanlıkça belirlenen esaslar doğrultusunda belirli bir maddi değeri üzerinde taşıyarak piyasaya arz edilen ürünlerin/eşyaların kullanım sonrasında, kullanıcı veya tüketicilerden iade alınmasına yönelik kurulan/kurdurulan sistemi" tanımlamaktadır. Bu Taslağın 4/(1)/aa bendi ile ‘Tek kullanımlık ambalaj‘; "Kullanımları sonrasında yeniden aynı amaçla kullanıma uygun olmayan ambalajları" tanımlamaktadır. Depozito; yeniden/tekrar kullanılabilir ambalajlar için kullanılan bir kavramdır. Diğer taraftan, Bakanlıkça yayınlanan Depozito Sistemi Uygulamalarına İlişkin Usul ve Esaslar kapsamında; sadece Yeniden/Tekrar Kullanılabilir Ambalajların iade alınması amaçlanmıştır. Ancak taslak yönetmelikte, Tek kullanımlık Ambalajların da bu kavrama dahil edildiği görülmektedir.

 

Bu uygulama ile birlikte, ‘tek kullanımlık‘ ambalajlara, alüminyum ve PET (su) şişeleri de dahil edilerek, tekrar kullanılamayacak şekilde deforme olan malzemelerin, tonaj veya kübaj olarak dikkate alındığı bir iade sistemine dönüştürüleceği anlaşılmaktadır.

10 Aralık 2018 tarihli 30621 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanmış olan "Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile 2872 sayılı Çevre Kanunu‘nda bazı değişiklikler yapılmıştır. Çevre Kanunu Değişikliğinin Geri Kazanım Katılım Payları ve Depozito ile İlgili Maddeleri (3-1/h) ile gerek Ambalaj ürünlerinde gerekse Diğer Çeşitli Sanayi Ürünlerinde "Geri Kazanım Katkı Payı ile Depozito" uygulamalarının hayata geçirilmesi hükme bağlanmış; depozito ve muafiyet uygulanmasına ilişkin idari ve teknik usul ve esasların ise Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği ifade edilmiştir. Ancak bir yönetmelik ile belirlenecek olan depozito usul ve esasları; 22.12.2020 tarihli Bakanlık genelgesi kapsamında yayınlanmıştır.

 

Ambalaj atıklarının kontrol edilmesi, oluşumunun azaltılması veya sürdürülebilir ürünler ile yer değiştirilmesi çevrenin geleceği için önem arz etmektedir. Bu kapsamda yapılan çalışmalar gelecek nesillere de devredilen büyük bir mirasın alt yapısını oluşturacaktır.

 

Ülkemizde Atık Yönetimi sürecinin; Çevre Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan Atık Yönetimi Yönetmeliği, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ve diğer ilgili yönetmelik süreçleri ile yürütülmekte iken, Sıfır Atık ve GEKAP yönetmeliklerinin yayınlanması ve Türkiye Çevre Ajansının kurulması ile birlikte mevcut Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin güncellenmesi ihtiyacı doğmuştur. Atık Yönetimi ile ilgili planlama ve uygulamaların doğru bir şekilde yürütülebilmesi için ilgili mevzuatın birbiri ile uyumlu olması, yetkili kurum ve kuruluşlar ile paydaşların doğru bir şekilde tanımlanması, görev ve sorumluluklarının açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

 

Ambalaj Atıkları Yönetmeliği kapsamında; Türkiye Çevre Ajansının görev ve yetkileri genel olarak belirtilmekle birlikte, depozito yönetim sistemi ve diğer hususlara ilişkin usul ve esaslar belirlenmediği için yönetmelik taslağı dar kapsamlı bir çerçeve halinde kalmıştır.

 

Türkiye Çevre Ajansı mevzuatında görev ve sorumlulukları kapsamında tanımlanan gelirler, ajansın yönetim kurulu ve personel yapısındaki belirsizlikler, denetim kapsamı dışında tutulması nedeniyle olumsuzluklar yaratacaktır.

 

Bu noktada Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında Ajansa yönelik uygulamalarda bu belirsizliklerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

 

Hizmet verilen nüfus ve personel alt yapısı ile birlikte değerlendirildiğinde belediyelerin ambalaj atıklarını kendi toplama sisteminde toplayacak imkana sahip olmadığı, bu nedenle toplama ayırma tesislerinden hizmet alımı yolu ile süreci yönettiği bilinmektedir. Satış noktalarının atıklarını belediyenin toplama sistemine verme zorunluluğunun kalktığı görülmektedir. Buradan belediye toplama sistemine verilen ambalaj atığı miktarının azalacağı anlaşılmaktadır. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile birlikte son bulacak olan belediye ihale/sözleşmeleri hem belediyeleri hem de mevcut ambalaj atıkları kontrol yönetmeliğinde lisans şartlarına göre tesislerini güncelleyen yatırımcı tesisleri olumsuz yönde etkileyebilecektir.

 

Mevzuat ve uygulamalar kapsamında; söz konusu belirsizliklerin ortadan kaldırılması ve sistemin güçlendirilmesi gerekmektedir.

 

 

Yeni Taslak mevzuat ile birlikte Belediyelerin sistem dışında tutulması, ambalaj yönetim sisteminde sorumluluk paylaşımını ve yerel idarelerin ambalaj yönetimini olumsuz etkileyecektir.

Sıfır Atık sistemine geçiş ve depozito yönetim sisteminin çakışması sonucunda sektörün zarar göreceği dikkate alınarak, yerel idarelerin ve çevre lisanslı firmaların sistemde tutulması için gerekli geçiş süreçlerinin gözden geçirilmesi önerilmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

‘Genişletilmiş üretici sorumluluğu` ilkesinin, ürün kullanım döngüsündeki maliyet zincirinin gözden geçirilerek, mükerrer çevre maliyetleri veya ödemelerinin, tüketiciye yansımasının önlenmesi için gerekli süreç düzenlemelerinin yapılması gerekmektedir.

 

‘Kirleten öder` ilkesinin tüketiciye odaklanması, üreticinin çevresel sorumluluğundaki aksamaların tüketici tarafından karşılanmasına yol açmaktadır. Tüketicinin, yeşil ürün fiyatı ve katı atık katkı payı yoluyla mükerrer olarak çevre maliyetini yüklendiği ve alım gücünün düştüğü dikkate alınarak; çevre maliyetinde üretici ve tüketici sorumluluk paylaşımının düzenlenmesi gerekmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Depozito kavramının esasına aykırı, iade sisteminin çevresel sorumlulukları karşılayamadığı dikkate alınarak; ‘tek kullanımlık‘ ambalajların depozito sisteminden çıkarılması gerekmektedir.

 

Bunun yerine, Bu Taslağın 4/(1)/bb bendi ile belirtilen ‘teminat‘ veya bir güvence bedelinin, mevcut geçerli sistemde olduğu üzere mali değerdeki taahhüde bağlanması yeterli görülmektedir.

 

 

 

 

Yönetmelikler, Resmi Gazete‘ de yayımlanarak yürürlüğe girmektedir. Hukuki süreçlerin farklı uygulanması, yürütülen çevresel mevzuatların etkinliğini ve sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, yönetmelik veya usul veya esaslara dair bir tebliğin, önceki mevzuatta belirtildiği üzere, Resmi Gazete`de yayınlanması sağlanmalıdır.

 

Ambalaj atıklarının kontrolü Sıfır Atık Yönetmeliği ile de desteklenerek yol alınmaktadır. Bu süreçte ambalaj atıklarının yönetiminin nasıl yapılacağı, mahalli idarelerin görev ve yetkilerinin ne olacağı, ambalaj atığı üreticilerinin atıklarını anlaşabildikleri firmalara verip veremeyeceği konularının netleştirilmesi ve belediyelere yazılı olarak bildirilmesi sürecin sağlıklı yürümesine yardımcı olacaktır.

Taslak Maddesi

Görüş ve Değerlendirme

Teklif

Kapsam

MADDE 2 "ç) Türkiye Çevre Ajansının, ambalaj ve ambalaj atıklarının yönetimindeki görev ve yetkileri doğrultusunda göstereceği faaliyetlere

yönelik strateji ve politikalar ile kısıtlama, yasaklama ve ücretlendirme dahil hukuki, idari, mali ve teknik esasların belirlenmesidir."

 

Türkiye Çevre Ajansı kuruluş kanununda belirtilen faaliyet alanı başlığı altında ambalaj ve ambalaj atıkları ile ilgili tanımlanmış görev bulunmamaktadır. Tanımlanmış faaliyet depozito sisteminin kurulması ve işletilmesidir. Ambalaj ve atıkları ile ilgili görevler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkisinde yer almaktadır

 

Söz konusu maddenin 30/12/2020 tarih ve 31350 sayılı çevre ajansı kanunu madde 4`te tanımlı ajans faaliyetleri ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.

Madde 4 Tanımlar

dd) Yetkili idare; Büyükşehir belediye sınırları içerisinde büyükşehir ve ilçe belediyelerini, büyükşehir haricindeki illerin il ve ilçe belediyeleri ile mücavir alanları dışında il özel idarelerini, belediyelerin görev ve yetki alanı dışında kalan alanlarda ilgili mevzuatı uyarınca yetkili kılınan mahalli idareleri,

ifade eder.

Yetkili idare tanımı yönetmelikte yer almaktadır. Ancak, yönetmelik kapsamında 300 konut altı sitelerden ve sıfır atık belgesi almayan yerlerden ambalaj atığını toplama görev ve sorumluluğu belediyelerde olmasına rağmen yönetmelikte belirtilmemiş veya sıfır atık yönetmeliğine atıf yapılmamıştır. Evlerden yapılacak ambalaj atığı toplama sorumluluğu belirtilmemiştir.

Görev, Yetki ve Yükümlülükler başlıklı 3. Bölüm altında yetkili idare`nin görev ve sorumlulukları sıfır atık yönetmeliğine de gerekli yerlerde atıf gösterilerek tanımlanmalıdır.

 

 

Madde 4 Tanımlar

 

"Ambalaj Atığı Üreticisi" tanımı bulunmamaktadır.

 

 

Ambalaj Atığı Üreticisi Tanımı Yoktur.

Tanımlar Bölümüne Ambalaj Atığı Üreticisi tanımı eklenmelidir.

 

Ambalaj atığı üreticisi: Bu Yönetmelik kapsamındaki ambalaj atığını üreten, Atık Yönetimi Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde tanımlanan gerçek ve tüzel kişileri,

 

Madde 4 Tanımlar

 

"Atık yönetim sorumlusu" tanımı bulunmamaktadır

 

Tanımlar Bölümüne Atık yönetim sorumlusunun tanımı eklenmelidir.

 

Atık yönetim sorumlusu: İşletmelerde atık yönetim faaliyetlerinden sorumlu olan çevre mühendislerini,

Tanımlar

 

Madde 4-(1)/m) Gönüllü anlaşma: Bakanlık ve Ajans ile ekonomik işletmeler, lisanslı firmalar ve yetkili idareler arasında yapılan anlaşmayı,

 

 

 

Bu tanımla getirilen yeni kavram veya hukuki süreç, tarafların sorumluluklarının ve yükümlülüklerinin ifasını, devrini veya devlet desteği verilmesini kapsadığı dikkate alındığında, bu tür bir anlaşmanın işletmeler arasındaki eşitliği, rekabet dengesini koruyacak (rekabetçi / adil) usul ve esasların belirlenmesinin gerektiği açıktır.

Özellikle ‘Ambalaj üreticileri ve tedarikçileri` için farklı teşvik uygulamalarının önlenmesi için bu anlaşma kapsamının değişmez ticari (etik) ilkelere göre yürütülmesi gerektiği dikkate alınmalıdır.

 

Tanımlar

 

4-(1)/m)Gönüllü anlaşma: Bakanlık ve Ajans ile ekonomik işletmeler, lisanslı firmalar ve yetkili idareler arasında yapılan, usul ve esasları Bakanlıkça belirlenen anlaşmayı,

 

Tanımlar

 

Madde 4-(1)/t) Plastik poşet: Plastikten yapılmış tek kullanımlık poşetleri,

u) Poşet: Mal veya ürünlerin satış noktalarında tüketicilere taşıma amacıyla temin edilen saplı veya sapsız torbaları,

 

 

Genel tanım ‘poşet` olup, malzeme cinsi ile yapılan tanımlardan önce gelmesi gerekir. t ve u bendi yer değiştirmelidir.

 

‘Poşet`; "genellikle plastikten ya da kâğıttan yapılmış, içine öteberi koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte olabilen bir tür torba" olarak tanımlanır. Poşet, Fransızca dilinden Türkçe‘mize geçmiştir. Fransızca pochette "cepçik, torbacık" (İngilizce pocket / cep) sözcüğünden alıntıdır. Fransızca poche "cep, torba" sözcüğünün küçültme eki almış şeklidir. Bu sözcük, Eski Fransızca aynı anlama gelen poque veya pocque sözcüğünden evrilmiştir. Poşet kelimesi dilimizde sıklıkla karşımıza çıkan sözcükler arasındadır. TDK, poşet kelimesi için yine ‘Torba‘ anlamını vermektedir.

 

Türkçemizde karşılığı bulunan ve günlük dilde de kullanım alışkanlığını yitirmemiş olan ‘torba` yerine, yabancı dildeki sözcükleri kullanmak, mevzuatlara da giderek daha yoğun olarak yerleştirmek, hem dilimizin arılaştırma çabalarını örseleyecek, hem de dilimizin temel sözcüklerinin güncelliğini kaybetmesine ve unutulmasına izin verecektir. Bu nedenle, yabancı sözcükler yerine Türkçemizde kullanılanlara öncelik verilmesi gerekir.

Tanımlar

 

Madde 4-(1)/u)Torba/Poşet: Mal veya ürünlerin satış noktalarında tüketicilere taşıma amacıyla temin edilen kulplu veya kulpsuz eşyayı,

t) Plastik torba/poşet: Plastikten yapılmış tek kullanımlık torbaları/poşetleri,

Genel İlke ve Esaslar

 

Madde 5 -(7) Ambalajın ve ambalaj atığının içeriğindeki maddelerin miktarının ve çevreye verdiği zararın, ambalajın tasarımından başlayarak, üretimi, pazarlanması, dağıtımı, kullanılması, yeniden kullanıma alınması, piyasaya arzı ve atık haline gelmesinden geri kazanımına veya bertaraf edilmesine kadar tüm süreçlerde temiz ürün ve teknolojiler geliştirilerek çevresel risklerin azaltılmasına yönelik önleme faaliyeti yapılması esastır.

 

 

Türkçe ifadedeki, öğe eksikliğinden kaynaklanan veya yüklem /nesne ile öznenin birbirini karşılamaması olarak ortaya çıkmış bir cümle düşüklüğünün giderilmesi uygun görülmektedir.

 

 

Ambalajın ve ambalaj atığının içeriğindeki maddelerin miktarının ve çevreye verdiği zararın, ambalajın tasarımından başlayarak, üretimi, pazarlanması, dağıtımı, kullanılması, yeniden kullanıma alınması, piyasaya arzı ve atık haline gelmesinden geri kazanımına veya bertaraf edilmesine kadar tüm süreçlerde temiz ürün ve teknolojiler geliştirilerek azaltılması, çevresel risklerin ortadan kaldırılmasına yönelik önleme faaliyeti yapılması esastır.

Bakanlığın görev ve yetkileri

 

Madde 6 – (1) b) Ambalaj ve ambalaj

atıklarının yönetiminde yer alan ilgili tarafların kayıt altına alınmasını ve bunların sorumluluk ve yükümlülüklerinin belirlenerek izlenmesini,kontrolünü ve denetimini sağlamakla,sağlatmakla, bunlara yönelik bilgilendirici eğitim faaliyetleri düzenlemekle,düzenletmekle,

Burada bakanlık kendisine sorumluluk tanımlamakta ve bunu yaptırabileceği belirtilmekte. Dolayısıyla sorumluluk devri olabilir.

Sorumluluk devri konusunda daha net, nereye ve ne şekilde olacağı ile ilgili bilgi verilmelidir.

 

Bakanlığın görev ve yetkileri

 

Madde 6 – (1) ç) Ambalaj atıklarının öncelikle maddesel geri kazanımının sağlanması, geri kazanılmış ürünlerin kullanımının özendirilmesi ve geri dönüşümden elde edilen malzemelerin zorunlu kullanımları dâhil olmak üzere sıfır atık yaklaşımı doğrultusunda tedbir ve teşvik uygulamalarında bulunmakla, izlemekle, istatistikleri oluşturmak ve raporlamakla,

 

 

İlgili madde kapsamında Sıfır atık yaklaşımı doğrultusunda tedbir ve teşvik ifadesi yer almaktadır. Bu tedbir ve teşviklerin ne olacağı ne şeklide gerçekleşeceğine ilişkin net ifadeler yer almalıdır.

 

 

İlgili madde kapsamında Sıfır atık yaklaşımı doğrultusunda tedbir ve teşviklerin ne olacağı ne şeklide gerçekleşeceğine ilişkin net ifadeler tanımlanmalıdır.

Bakanlığın görev ve yetkileri

 

Madde 6 – (1) i) Ambalaj atıklarının işlendiği tesislerin faaliyetleri dâhil olmak üzere yeniden kullanıma hazırlama alma faaliyetlerine ilişkin kriterler ve standartlar belirlemekle

 

Atık işleme tesisi (tat ve gdt), yeniden kullanıma hazırlama ve alma tesisleri için kriter ve standartlar Bakanlıkça belirlenecek.

Atık işleme tesisleri konusunda kriterler

yönetmelikte açıklanmalı ya da çevre izin ve lisans yönetmeliğine atıfta bulunulmalıdır.

Bakanlığın görev ve yetkileri

 

Madde 6- (3) Bakanlık, Ajansın depozito yönetim sistemi haricindeki ambalaj ve ambalaj atıklarının yönetimi konusundaki faaliyetlerine esas strateji ve politikaları belirler. Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen görev ve yetkilerini sınırlarını belirlemek sureti ile Ajansa devredebilir, birlikte kullanabilir, işbirliği yapabilir.

Türkiye Çevre Ajansı kuruluş kanununda belirtilen faaliyet alanı başlığı altında ambalaj ve ambalaj atıkları ile ilgili tanımlanmış görev bulunmamaktadır. Tanımlanmış faaliyet depozito sisteminin kurulması ve işletilmesidir.

 

 

 

Taslaktan çıkarılması önerilmektedir.

Bakanlığın görev ve yetkileri

 

Madde 6-(5) Bakanlık gerekli gördüğü durumlarda, bu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin konularda ilave idari düzenlemelerde bulunabilir, tanımlayıcı, açıklayıcı ve düzenleyici hususlara yönelik usul ve esasları belirleyebilir.

 

Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin konularda Bakanlık Talimatı (yönergesi) kapsamında tanımlayıcı veya açıklayıcı direktifler verilebilmektedir. Ancak Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin konularda ilave idari düzenlemeler (düzenleyici hususlar) için usul ve esasların belirlenmesi, tebliğler kapsamında yapılmalıdır.

Bakanlığın görev ve yetkileri

 

Madde 6-(5) Bakanlık gerekli gördüğü durumlarda, bu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin konularda ilave idari düzenlemelerde bulunabilir; uygulamaya dair tanımlayıcı, açıklayıcı ve düzenleyici hususlara yönelik usul ve esaslar, Bakanlık tebliği kapsamında yayınlanır.

 

İl müdürlüklerinin görev ve yetkileri

MADDE 7 – (3) "İl Müdürlükleri, Ajansın ambalaj ve ambalaj atıklarının yönetimi konusundaki faaliyetlerini destekler, gelen işbirliği taleplerini görev ve yetkileri kapsamında değerlendirir, gerektiğinde faaliyetlerine katılır, katkı verir."

 

Hükmü ile il müdürlükleri bakanlık teşkilatının bir parçası olmasına rağmen farklı bir kurum olan ajanstan gelecek talimatlar nedeniyle yetki karmaşasına neden olacaktır. Ambalaj atıkları konusunda bakanlık ve ajans görev yetkileri uygulamada karışıklığa neden olmayacak şekilde tanımlanmalı, ajans kendi yapılanmasını görevini yerine getirecek kapasitede oluşturmalı (bölgesel/il teşkilatı) ve bunu hem kendi kanununda hem de ambalaj atıkları ve sıfır atık yönetmeliğine yönlendirme yapacak şekilde belirtmelidir. Ayrıca çevre ajansı kanunu 4. madde ‘de ajans faaliyetleri arasında ambalaj atıkları ile ilgili değil depozito kapsamındaki ambalaj atıkları yönetimi görevi tanımlanmıştır. Bu nedenle ambalaj atıkları ile ilgili il müdürlüğüne talimat vermek ajansın yetkisinde değildir.

 

Ajansın il müdürlükleriyle ilişkisi görev alanları ayrılmış iki farklı kurum yapılanması olarak planlanmalıdır.

25.03.2021 00:00
Okunma Sayısı: 972
Fotoğraf Galerisi