Zeytinlikler Maden Sahası Değil, Yaşam Alanıdır!

Zeytinlikler Maden Sahası Değil, Yaşam Alanıdır!
Çevre Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi olarak, ülkemizin dört bir yanındaki zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasını büyük bir kaygı ve üzüntü ile takip ediyoruz.
Zeytinlikler sadece tarımsal alanlar değil; ekosistemlerin vazgeçilmez parçaları, biyolojik çeşitliliğin taşıyıcısı, kırsal kalkınmanın temelidir. Aynı zamanda binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan halklar için kültürel ve ekonomik bir değer olmuştur.
Zeytinliklerin madencilik gibi yüksek tahribat içeren faaliyetlere açılması;
Toprak, hava ve su kaynaklarının kirlenmesine,
Tarımsal üretimin durmasına ve gıda güvencesinin tehdidine,
Yerel halkın geçim kaynaklarını kaybetmesine,
Biyolojik çeşitliliğin ve doğal yaşamın yok olmasına,
İklim krizinin daha da derinleşmesine neden olacaktır.
Yoğun sanayi faaliyetleri ve çevresel yönetimin tam sağlanamaması nedeniyle zaten çevresel risklerle karşı karşıyayız. Ülke genelinde zeytinliklerin yok edilmesi; bu yükü daha da artıracak, halk sağlığını ve gıda güvenliğini tehdit edecektir.Örneğin kömür madeninin genelde Türkiye’de zeytinlik bölgelerdeki yataklarının yerin 100‑200 metre ve daha derinlerde yer aldığı biliniyor. Kapalı saha maden işletmeciliği pahalı bir modeli olduğu için de ucuz ve kolay açık saha maden işletmeciliği tercih ediliyor. Ayrıca kalite açısından da dünyadaki farklı bölgelerde çıkarılan kömürle ülkemizdeki kömür ısıl değeri açısından karşılaştırıldığında enerji verimliliği ve ekonomik getiri açısından oldukça zayıf olduğu zaten bilinmektedir.
Bilimsel raporlar, zeytinlik alanlarda yapılacak maden faaliyetlerinin geri dönülmez çevresel zararlara yol açacağını açıkça ortaya koymaktadır. Ayrıca, 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun, zeytinliklerin korunmasını açıkça hükme bağlamış ve bu alanlara 3 kilometreden daha yakın mesafede kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis kurulmasını yasaklamıştır.
Yine ilgili kanunda “zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının %10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına idarî para cezası verilir.” Denilmektedir.
Mevzuatın zeytinlikleri korumak adına bu kadar açık olduğu bir konuda, “kamu yararı” adı altında yapılan değişiklikler, kamu vicdanını derinden yaralamaktadır.
Biz çevre mühendisleri olarak;
Doğal kaynakların korunması,
Ekosistem temelli planlamanın esas alınması,
İklim krizi sebebiyle toprağımız ve su kaynaklarımıza ulusal güvence bakış açısıyla uzun vadeli koruma ve yönetim planları oluşturulması,
Yalnızca bugünün değil, geleceğin yaşam hakkının savunulması gerektiğine inanıyoruz.
Zeytin ağaçları, insan eliyle yok edilecek değil, kuşaklar boyu yaşatılacak canlı mirasımızdır.
Öncelikle bir vatandaş olarak tüm yöneticilerimizden yetkililerimizden isteğimiz, talebimiz sürdürülebilir bir çevre ve sürdürülebilir bir ekonomi modeli ile zeytinliklerimizi, doğamızı, suyumuzu, havamızı ve geleceğimizi koruyarak “Maden için değil, yaşam için üretim” anlayışını savunmalarıdır.
Biz Çevre Mühendisleri olarak, doğanın talanına karşı bilimin ve halkın yanında durmaya devam edeceğiz.
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI KOCAELİ ŞUBE YÖNETİM KURULU