TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
KÜRESEL ASBEST FARKINDALIK HAFTASI: ASBEST ve YIKINTI ATIKLARI ÜZERİNE…

ASBEST ve YIKINTI ATIKLARI ÜZERİNE…

6 Şubat Depreminin acılarını ve sonuçlarını yaşamaya devam ediyoruz. Depremin çevresel etkileri ve deprem sırasında yıkılan binalar, arama kurtarma çalışmaları ve enkaz kaldırma çalışmalarının yarattığı çevresel risklerle ilgili olarak Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak açıklamalarımızı paylaşmıştık, paylaşmaya devam ediyoruz.

Deprem ve yıkıntı atıkları ile birlikte asbest tehlikesi de gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Asbeste maruz kalma ve asbest kaynaklı hastalıkları önlemeye adanmış "Küresel Asbest Farkındalık Haftası" nda; bina yıkımı ve asbest maruziyet riskine tekrar dikkat çekmek gerekmekte…

Deprem anında toplu yıkımlar ile birlikte depremin yarattığı çevresel riskler ve tehditler de yaşamsal öneme sahiptir. Yapıların yaşı, yapımında ve varsa yalıtımında kullanılan malzemeler, yapı içinde/üzerinde kullanılan kimyasallar, aydınlatma armatürlerinin tipi gibi unsurlar yapıların yıkılması ile atmosfere yayılarak hava kirliliğine neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalar, yapı çökmelerinin ve yıkımlarının yaşandığı bölgelerde yüksek konsantrasyonda radon, asbest, cıva, sülfür, klor gibi solunması sakıncalı gazların varlığını ortaya koymuştur.

Asbest, dünyada özellikle 1980’li yıllardan önce yapılmış binalarda; yer ve tavan kaplamaları, yalıtım amaçlı püskürtme kaplamalar, ara duvarlar, yangına dayanıklı yalıtım panelleri, kazanlar, kaloriferler, yalıtım ceketleri, asbestli çimentodan imal edilmiş ürünler, conta elemanları, kağıt ürünler, yangın battaniyeleri, pis su boruları, eternit levhalar, ve derzlerdir vb. alanlarda yalıtım malzemesi olarak kullanılmıştır. Asbestin insan sağlığına olan zararları fark edildikten sonra dünyanın birçok ülkesinde bu maddenin kullanımı yasaklanmıştır. Ülkemizde de bu yasak bulunmaktadır.

Ancak özellikle eski binaların yıkımı ile ve bu binalarda yapılacak her türlü bakım, onarım, restorasyon ve yıkım işlerinde çalışanların asbeste maruz kalma olasılığı yüksektir. Asbest içeren yapılarda yıkım veya söküm işleri, asbest içeren malzemelerin sökülmesi, yerinin değiştirilmesi ya da kapalı bir alana taşınması, asbest içeren yapı ya da altyapıların yapım, değişim, bakım, onarım ya da yeni bir hizmet için yenileme süreçleri, asbest içeren moloz ve atıkların temizlenmesi, inşaat sahasındaki asbest ya da asbest katkısı içeren ürünlerin taşınması, yüklenmesi, yerleştirilmesi, depolanması, kontrolü ve toparlanması işlemleri süreçlerinde çalışanların ve bölgede yaşayanların asbeste maruz kalma riskleri bulunmaktadır.

Asbestin, binaların yıkımı safhasında ayrıştırılması ve bertarafı ile ilgili oluşabilecek çevresel risklerin doğru yönetilmesi önem taşımaktadır. Bu sürecin özel yöntemlerle, çalışanlar için kullanılacak özel ekipmanlarla çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde önlemlerinin alınarak gerçekleştirilmesi, oluşan atıkların tekniğine uygun olarak bertaraf edilmesi gerekmektedir.

Asbest, solunum ya da içme suyuyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Asbest lifleri havayla alındığında bu liflerin büyük bölümü hava yolları hücrelerinde birikir. Deprem sonrası yıkım süreçlerinde ve kentsel dönüşüm uygulamalarında asbest kaynaklı en önemli risk asbest tozlarının havaya salınmasıdır.

Yıkımlar ve yıkım sonrası ortaya çıkan yıkıntıların kaldırılması/depolanması konusu ülkemizde mevzuatlarla tanımlanmış olsa da uygulama ve denetimlerdeki yetersizlikler çevre ve halk sağlığı açısından riskler oluşturmaktadır. 

Yıkım kaynaklı asbest ve diğer toksik kimyasal gazları içeren tozun solunması ile kanser başta olmak üzere ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalma riski bulunmaktadır. Yıkım çalışmaları boyunca bölgede yaşayanlar ve çalışan personelin koruyucu güvenlik ekipmanlarına sahip olmaları sağlanmalıdır. Enkaz kaldırma ve yıkım çalışmalarının toz oluşturmayacak biçimde, oluşacak toz etkisinin ve yönünün kontrol edilerek gerekli önlemleri alınarak gerçekleştirilmelidir. Toza karşı yüksek koruyucu özelliği bulunan FFP2 ve FFP3 türü maskelerin kullanılması gereklidir.

Oluşan atıkların özelliklerine göre ayrılması ve geri kazanım/geri dönüşüm ve bertaraf işlemlerinden geçirilmesi gerekmektedir. Pencere ve kapıların, metal eşyaların, kabloların ve tehlikeli maddelerin bina yıkımından önce ayrıştırılması gerekmektedir.

Ağır hasarlı binalardan başlayarak yapılan yıkım sürecinde asbest envanteri, atık yönetim planı vb. çalışmalar gerçekleştirilerek binaların mevcut durumu ve yıkım sürecinin nasıl yürütüleceği, büyük miktarda hafriyatın nereye götürüleceği, planlanmasına yönelik değerlendirmeler kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Yıkılacak binada, asbestli maddeden üretilen söz konusu yalıtım ve kaplama malzemesi varsa önce çevresinin karantinaya alınması, hem yıkım işinde çalışan personelin hem de çevrede yaşayanların zarar görmemesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. 

  • Enkaz alanında çalışanlar ve bölgede yaşayanlar asbest riski ve alınması gereken tedbirler konusunda bilgilendirilmelidir.
  • Çalışmalar asbest söküm uzmanı kontrolünde ve eğitimli personel tarafından yürütülmelidir.
  • Yıkım alanlarına ve atık alanlarına erişim kısıtlanmalı, özellikle çocuklar uzak tutulmalıdır.
  • Çalışma süresince mümkünse uygun filtreli tam yüz maskesi, eldiven, tulum, göz koruyucu gibi kişisel koruyucu donanım kullanılmalıdır.
  • Enkaz kaldırma ve hafriyat çalışmaları esnasında ortamda bulunanların ve çalışanların FFP2/N95 ya da FFP3/N99 tipi, en yüksek koruyucu maske kullanması sağlanmalıdır.
  • İşçiler tek kullanımlık tulum ve tek kullanımlık eldiven kullanmalıdır. Kullanım sonrası yıkanabilir çizme giymeli ve her kullanım sonrası çizmeler yıkanmalıdır.
  • Yıkım işlemleri, atıkların yüklenmesi, taşınması ve bertaraf işlemleri sırasında toz oluşumu önlemek için tedbir alınmalıdır.
  • Asbest içeren malzeme yığınları, güvenli bir şekilde depolonana veya imha edilene kadar, branda veya plastik tabakalarla örtülü tutulmalıdır.
  • Atıkların taşınmasından bertarafına kadar tüm işlemler doğru şekilde planlanmalı, atıkların belirlenen uygun depolama ve bertaraf alanları dışında alanlara dökülmesine izin verilmemelidir.

Özetle,faaliyetlerinin ilgili uzmanların kontrolünde ve denetiminde gerçekleştirilmesi, atıklarının da uygun olarak ortamdan uzaklaştırılarak bertaraf edilmesi gerekmektedir. Özellikle yıkım işleminin gerektirdiği yıkım sırasında binaya ve alana yönelik alınması gereken tedbirler, işçi sağlığı ve güvenliği, atık yönetimi, yıkım sonucu oluşan toz ve içeriğindeki bina kaynaklı kimyasal gazlara karşı alınması gereken tedbirlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi ve izlenmesi dolayısı ile yıkım işlemlerini gerçekleştiren firmaların ilgili yetkinliğe, uzmanlığa, yeterli uzman teknik kadroya sahip olması gerekmektedir.

Binaların kontrolsüz ve plansız yıkımı ile ortaya çıkacak asbest maruziyeti ve çevresel riskler, ilgili belediye ve bakanlıkların ortak sorumluluğundadır. Bu kapsamda tüm bu çalışmalar bir program ve izleme dahilinde, çalışan personel ile birlikte etkilenim bölgesinde yaşayanlar için de çevre ve sağlık etkilerine karşı önlemleri alınarak, izleme ve denetimleri gerçekleştirilmelidir.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

03.04.2023 12:39
Okunma Sayısı: 192
Fotoğraf Galerisi