TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
KAPİTALİZMİN EMEK SÖMÜRÜSÜNE EKOLOJİK YIKIMINA KARŞI 1 MAYISTA ALANLARDAYIZ

1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü, çalışma saatinin 8 saate düşürülmesi için 1856 yılında Avustralya‘da işçi sınıfının omuzlarında yükseldi. Avustralya işçi sınıfı ilk toplantının iş bırakma eylemiyle gerçekleştirilmesinin ardından dünya işçi sınıfına birliktelik,dayanışma şiarını ve mücadele belleğini miras bırakmışlardır. 1 Mayıs, kapitalizme karşı emeğin başkaldırısının sembolü olarak tüm dünyada; "Emek ve Dayanışma günü"   bir mücadele günü dönüşen bir gündür.

Bu tarihsel perspektifte meslek odamız Çevre Mühendisleri Odası bilimi, tekniği; doğanın, emeğin ve eşitliğin hakim olacağı bir dünya için kamu yararı için toplum ile paylaşmaktadır.Odamız mevcut ekolojik yıkımlara doğaya saygılı çözümler üretmeye çabalarken bir taraftan da bu ekolojik yıkımları ve krizleri topyekün ortadan kaldırmak için bataklığı kurutmak gerektiğinin de bilincindedir. Sorunlara sadece günübirlik çözümler üretmenin krizleri ötelemek olduğunu bilerek, sorunlara sistemsel derinlemesine bilimsel analizler üretir.

Bu nedenle tüm dünyada Emek, Birlik ve Dayanışma günü olan 1 Mayıs‘ta Çevre Mühendisleri Odası olarak alanlarda sözümüzü söylüyoruz.

Derelerimizin, akarsularımızın Anadolu ve Mezopotamya‘nın  kadim kültürel miraslarının  kırımına  karşı, 2B yasasıyla tarım arazilerinin gasp edilişine karşı, afet yasasıyla kentlerimizin sorgusuz sualsiz rant alanlarına dönüşmesine karşı, hukuğa takla attırmak için düzenlenen siyasi otoritenin keyfine göre yapılıp yapılmayacağı belirlenen yeni ÇED yasasına karşı, nükleer tehlikeye karşı, GDO‘lara karşı, iş cinayetleriyle emekçilerin katledilmesine karşı, savaşa karşı , şovenizme karşı , cinsiyetçiliğe ve kadın cinayetlerini besleyen erkek egemen anlayışa karşı, tüm ezilenlerin , yok sayılanların çığlığı olarak alanlarda sözümüzü söylüyoruz.

Çünkü bizler talan edilen ormanlarımız, ırmaklarımız ve derelerimizle, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçiler, erkek egemen otorite tarafından katledilen kadınlar arasında bir paralellik görüyoruz.

Kapitalizmin dayattığı tüketim kültürü kutsayarak fazla üretim - fazla kâr  pahasına gölgesini satamayacağı ağacı kesebileceğini, geçen her saniyeyi kendi sermaye birikimine yazmak için robot gibi çalıştırdığı insanlarımızı iş makinelerine sıkıştırarak bir hiç pahasına yutabileceğini de biliyoruz.

Bunları dile getirdiğimiz için odamız Çevre Mühendisleri Odası ve TMMOB‘ a bağlı diğer meslek odalarının siyasi otoriteler tarafından etkisizleştirilmeye çalışıldığını da biliyoruz.

 Bizler meşruiyetimizi yaşam alanları kapitalizm tarafından talan edilen, gasp edilen halklarımızın doğayla kurduğu tarihsel yoldaşlık ilişkisinden alıyoruz.

" Nereden geliyoruz? Ayrı ayrı bitişik evlerde izole olmaktan, beton varoş şehirlerden, hapishane hücrelerinden, yetimhanelerden ve özel ünitelerden,  medyanın beyin yıkamasından, tüketicilikten, bedeni cezadan, şiddeti reddeden ideolojiden, depresyondan, hastalıktan, rezaletten, utançtan, insanların alçalmasından, emperyalizm tarafından sömürülen bir halktan geliyoruz "

                                                                                                                                                                                                        (Ulrike Meinhof)

Doğa ile Yoldaş, Kapitalizmle Savaş !

Yaşasın Birlik, Mücadele ve Dayanışma !

 

 

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI                                                                         

KOCAELİ BÖLGE TEMSİLCİLİĞİ

14.05.2013 00:00
Okunma Sayısı: 940