TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
BASINA VE KAMUOYUNA “KIRK BİR KERE 5 HAZİRAN”

       

                 2013 yılı Dünya Çevre Günü olarak 5 Haziran‘nın kabul edilişinin 41. Yıl‘ı kutlanmaktadır.

Doğanın varlık koşullarına saygı duyulduğu, yeşilimizin hep yeşil, mavimizin masmavi, sularımızın özgür, biyolojik farklılıkların birlikteliği ve her anlamda barışmanın ve karışmanın yaşandığı ve bu değerlerin varlığı için mücadele edenlerin destekleyenlere,

Havasına, suyuna, toprağına, doğasına, ağacına, ülkesine, demokrasiye, özgürlüklere sahip çıkan vicdan taşıyanlara,

Sağlığı için, yaşanabilir bir Kocaeli için, Taş Ocağına, Posco‘ya, Dilovası‘ ndaki kirliliğe, Dev limanlara hayır diyenlere,

Sağlıklı yaşamak, Temiz bir çevrede yaşamak isteyenlere; atalarımızdan bize emanet bu dünyayı yarınlarımız olan çocuklara, gençlere temiz bir gelecek olarak sunmak isteyenlere,

Çevre Mühendisleri olarak, Dünya Çevre Günü‘nde toplumsal vicdanımızın en içten duyguları ile bin selam olsun diyoruz!

        SAVUNUYORUZ !

Yaşamı, insanca sağlıklı yaşamı savunuyoruz !

Temiz ve yaşanabilir bir çevreyi savunuyoruz !

Hep birlikte kardeşçe yaşamı savunuyoruz !

Maviyi yeşili gelecek kuşaklara miras bırakmayı savunuyoruz !

Çevre Görevlisi Değil Çevre Mühendisiyiz !

KARŞI ÇIKIYORUZ  !

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın doğa katliamına seyirci kalması ve hatta bürokratik engellerin aşılmasında aracı olarak katliama ortak olmasına karşıyız.                                                                          Mesleğimizi ve meslektaşlarımızı hiçe saymasına karşıyız.

Üçüncü Köprü bahanesi ile katledilecek doğayı, yapılacak bağlantı yolları etrafındaki betonlaşma ile yaratılacak katliama, trafiğe çözüm değil yandaşına rant yaratanlara karşı çıkıyoruz.

Üçüncü Hava Limanı diye yangından mal kaçırırcasına ÇED süreçlerinin yok sayılarak yapılmasına, yerel yönetim süreçleri ile karar süreçlerinin kısıtlandığı projelere karşı çıkıyoruz.

Nükleer güç diye uydurulan hikayelerin nükleer atıklarının ne olacağının cevabını vermeyenler, İzmir Gaziemirde çıkan nükleer atıklarının hesabını veremeyenlere karşı çıkıyoruz.

2B yasasını çıkartıp ormanları peşkeş çeken, orman alanlarının vasfını tehlikeye atanlara karşı çıkıyoruz.

HES adı altında deremize, suyumuza el koyanlara, enerji yönetimi meselesini çözmek yerine suyun kullanım hakkını elimizden almaya kalkanlara karşı çıkıyoruz.

Taksimi araçlaşsızlaştırma deyip, taksimi ağaçsızlaştıranlara; Gezi Parkı‘nı yok edip, otel, kışla, AVM, opera yapmaya kalkanlara karşı çıkıyoruz !

 

Kapitalizm Kirletir! Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser! Eli kirlidir. Bacaları artı değer üretmek adına zehir kusmaktadır. Dünya Çevre Günü yaratılmak istenen farkındalık için önemlidir.

 

Çünkü hayat ince hesaplar ve yeni tüketim alışkanlıklarına koşullanmıştır. İşte bu yüzden ne bu sağlığını kaybeden kent ne de başka kent bize düşlerimizin gerçek olacağını söylememektedir. Onlar konuşurken sermaye adına söz almaktadır.

 

TALEP EDİYORUZ !

-           Çevre Kanunda Çevre Görevlisi tanımın kanunda değişiklik yolu ile Çevre Mühendisi olarak düzeltilmelidir.

-            Çevre kirliliğinin temellerinden olan enerji politikası, enerjinin verimli kullanılması ve temiz, yenilenebilir enerji kaynakları üzerinden şekillendirilmelidir. Kirli, geri kalmış ve atık sorunu çözülmemiş olan nükleer santral yapımı macerasından vazgeçilmelidir.

-           Kentlerde, herkesin sağlıklı çevrede yaşama hakkı sağlanmalı, alt yapı hizmetleri tüm yurttaşlara ücretsiz olarak ulaştırılmalıdır.

-           Barınma hakkı hayata geçirilmeli, rantsal dönüşüm üzerinden şekillenen kentsel dönüşüm süreci, yurttaşların barınma hakkını elinden alacak ve kentsel çevre sorunlarını pekiştirecek biçimden uzaklaştırılmalıdır.

-           Suyun ticarileştirilmesi, yer altı ve yer üstü suların varlık nedeninden uzaklaştırılarak kiralanması ve enerji üretiminde değerlendirilmesi sonlandırılmalıdır.

-           Tek başına güçlü bir Çevre Bakanlığı kurulmalı, çevre sorunlarının önlenmesi ve çözümünde yegane meslek disiplini olan Çevre Mühendisi istihdamı arttırılmalıdır.

-           Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın gerçekleştirdiği faaliyetler incelenerek, çevresel kirliliğin ne kadar önlendiğine ve azaltıldığına dair veriler oluşturulmalı ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

-           Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı geri çekilmeli ve çevresel hassasiyetler, biyoçeşitlilik ve doğa göz önünde bulundurularak, koruma yaklaşımı ile tekrar ele alınmalıdır.

-           Dilovası, Ergene Havzası, Kızılırmak Havzası ve diğer güncel çevre sorunlarının çözümüne dönük olarak somut ve kararlı adımlar atılmalıdır.

 -          Kentimiz, rant odaklı arazi kullanımının kurbanı bir kenttir. 1960‘ tan günümüze kadar süre gelen çarpık sanayileşme ve kalkınma yalanlarının sürekli düzensizlik ve çevre felaketi ürettiği bir alana dönüşmüş ve ağır yaralar almıştır. Kocaeli‘ nin bir kent olarak mevcut çevresel risklerin yönetilebileceği, yaşanan ve yaşanılabilen bir kent olma iddiasına ulaşması bu zihniyetle gidildiği sürece imkansızdır. Kentimiz için yarın çok geç olabilir, kenti yönetenler bir an önce bu konuda hassasiyetlerini ortaya koymalıdır.

-           Kentimizde, otoyollardan limanlara uzanan geniş bir bütünlüğü kapsayan bu alanda iki tür felaket gerçekleşmektedir. Bunlardan birisi Liman Projeleri ve Doğu Marmara Otoyoludur. Kıyı kenti olma özelliği, bir türlü doyuma ulaşamayan bir sanayi kentine dönüştürülme hevesine kurban edilmektedir. Kıyı kenti Kocaeli‘den, Körfez‘in sahilinden, mavisinden vazgeçilmemelidir.

-           Ekümenopolis gibi bir kâbusa dönüştürülmekte olan kentimizin, "dev şehir" İstanbul ile bütünleştirilmesi ve hatta İstanbul‘un sanayi yükünün Kocaali‘ye aktarılması planlanmaktadır. Bu anlayış derhal terk edilmelidir.

-           Bir tarih kenti, bir spor kenti, bir kültür kenti, bir turizm kenti, bir sanat kenti ve bir bilim kenti olan Kocaeli‘nin sanayi kenti olma uğruna tüm değerleri tehlikeye atılmaktadır. Bu değerler içinde insan sağlığı ve geleceği de vardır. Sanayi kenti olmanın bedeli kaybedilen sağlık, temiz çevre ve insanca yaşam hakkıdır. Yani geleceğimizdir.

 

Bu anlamlı günde, şube olmak için günleri sayan TMMOB ÇMO Kocaeli Bölge Temsilciliği eleştirisel ve bilimsel duruşundan ödün vermeden gerçekleri kamu yararını gözeterek toplumun tüm güçleri ile paylaşıyor ve paylaşacaktır.

  

           1000‘ i aşkın üyemiz ve dayanışma içinde olduğumuz dost kurum ve kuruluşlarla, mesleki birikimimiz ve toplumsal bilincimiz doğrultusunda, insana ve doğaya saygılı bir yaşam mücadelesiyle kentimizde yaşanan çevre sorunlarına tepkisiz kalmadık ve kalmayacağız.

 

            Kentimize ve yaşam alanlarımıza dair tüm tehdit ve saldırıları her ne pahasına olursa olsun çözüm üretmek ve geliştirmek için toplum ile paylaşacağız.

 

           Dünya Çevre Günü‘ nün kutlanışının 41.yılında yoksulluğun, adaletsizliğin, çevresel tahribatların olmadığı bir DÜNYA mümkün diyoruz. 41 yıldır kutlanan Çevre Gününde bu kadar çok çevre felaketinden bahsetmek zorunda kaldığımız için dünyayı yöneten kapitalist sisteme esefle kınıyoruz!

 

            Gezi Parkı direnişinin takipçisi ve destekçisi olduğumuzu belirtir, sağduyudan uzaklaşmadan halkımıza yakışır gösterilerin temennisi içinde olup, demokrasiye ve özgürlüğe vurulan zincirleri ve aşırılıkları kınıyoruz

 

Umuda, hürriyete, Kapısını çaldığımız büyük hasrete.

Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
Ya dünyamıza inecek ölüm.

  

Herkesi her alanda YAŞAMI savunmak için mücadeleye davet ediyoruz !

  

Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz !

 

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

Kocaeli Bölge Temsilciliği

Yönetim Kurulu

04.06.2013 00:00
Okunma Sayısı: 948