TAKSİM’DEN YÜKSELEN SES HALKIN SESİDİR, DURDURAMAYACAKLAR
Gezi Parkı’nda direnen insanların, mühendis, mimar, şehir plancılarının talepleri bellidir, takipçisiyiz:

Taksim‘den Yükselen Ses Halkın Sesidir, Durduramayacaklar
Türkiye 15 gündür sokaklara çıkan ve "Hükümet istifa" sloganlarıyla eylem yapan milyonların eylemlerine sahne oluyor. Hükümet önce gaz bombalarıyla milyonlarca insanın üzerine saldırdı, insanların taleplerini bastırmaya çalıştı, halkın sokağa çıkışını "3-5 ağaç için" diyerek etkisizleştirmeye çalıştı, sonra çevrecisinden sanatçısına kadar eylemlere katılan, Taksim Gezi Parkı‘nı sahiplenen herkesi tehdit etti. Ancak hiçbir taktik tutmadı. "%50‘yi zor tutuyoruz" diyerek halkı kamplaştırmaya çalıştı, Gezi Parkı direnişi ile ilgisi olmayan insanlar ve sanatçılardan muhatap yaratmaya çalışarak direnişi bölmek istedi ancak o da tutmadı. İstanbul halkı ve tüm Türkiye Gezi direnişini bağrına bastı, özgürlüklerine ve AKP iktidarının baskıcı tutumuna karşı tepkilerini dile getirdi. Bunun karşısında iktidar daha da öfkelendi ve 11 Haziran günü acımasızca Taksim Meydanı‘nda toplanan halka ve Gezi Parkı‘nın içerisine defalarca kez saldırdı. Saat sabah 7.30‘da başlayıp gecenin geç saatlerine kadar süren saldırı sonrası çok sayıda insan yaralandı ve gözaltına alındı.
"Yayalaştırma Değil, İnsansızlaştırma Projesi"
Başbakan Tayyip Erdoğan‘ın Gezi Parkı eylemlerinin kitleselliği karşısında geliştirdiği bir söylem olarak ortaya attığı "yayalaştırma projesine neden karşı çıkmadınız" sorusuna cevap verelim: Biz mühendisler, mimarlar, şehir plancıları olarak yıllardır söylüyoruz. Dün söyledik, bugün de söyleyelim: "Taksim projesi bir ‘betonlaştırma‘, ‘insansızlaştırma‘ ve ‘kimliksizleştirme‘ projesidir. Bu proje aynı zamanda, araç ve yaya güvenliğini tehdit eden dalış rampaları ve istinat duvarlarıyla, yayaların meydana erişimini engelleyen koridorlaştırılmış kaldırımlarıyla, tarihi bir ortamın görsel ve yaşamsal bütünlüğünü yok eden bir "yer altı" projesidir. Plan değişikliğine gayrihukuki bir şekilde eklemlenerek, kamuoyuna Topçu Kışlası‘nın ihyası adı altında yeni inşaatlar dayatılmaktadır. Hepimize açık, hepimizin hakkı olan, şehrimizin merkezindeki yegâne park alanı, depremde sığınacağımız Gezi Parkı elimizden alınmakta, ağaçlar, yürüme, buluşma ve dinlenme alanları betonlaştırılmaya ve ticarileştirilmeye çalışılmaktadır. Bir kez daha kamuoyu yanıltılarak güç ve paranın prestij kazanması hedeflenmektedir."
Ülkenin Tüm Toprakları Rant ve Yağma Politikaları İle Yönetiliyor
Başbakan her seferinde asıl çevrecinin kendisi olduğunu, iktidarları döneminde milyarlarca ağaç diktiğini söylemektedir. Öncelikle Başbakanın da söylediği gibi "çevre bir bütündür", ağaç dikmekle sınırlandırılamaz. Ayrıca AKP döneminde çıkarılan yasalar, yönetmelikler sonrası doğanın sermaye tarafından talan edilmesinin önünün açıldığına, HES‘lerle tüm memleketin doğasının katledildiğine, İstanbul‘u katledecek 3. Köprü, 3. Havaalanının hayata geçirildiğine/geçirilmekte olduğuna, Kanal İstanbul projesine başlanacağının duyurulduğuna, iktidarın nükleer rüyalarına biz tanık olduk. Evet, bizce de çevre bir bütündür ve Gezi Parkı da bu bütünün bir parçasıdır.
Gezi Parkı‘nda direnen insanların, mühendis, mimar, şehir plancılarının talepleri bellidir, takipçisiyiz:
· Gezi Parkı, Park olarak kalmalıdır. Taksim Gezi Parkına Topçu Kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağını, projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklamanın yapılmasını, Atatürk Kültür Merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimlerin durdurulmasını,
· Taksim Gezi Parkı‘ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, iki yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta İstanbul, Ankara, Hatay Valileri ve Emniyet Müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını, Gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
· Ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama
· 1 Mayıs alanı olan Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye‘deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
13/06/2013
En Çok Okunanlar
-
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI ASGARİ ÜCRET TARİFESİ Okuma Sayısı: 74797
-
LPG OTOGAZ İSTASYONU/DOLUM TESİSİ SORUMLU MÜDÜR BELGESİ ALMAK İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR Okuma Sayısı: 41243
-
ÜYELİK ÜCRETLERİ Okuma Sayısı: 38142
-
ÜYELİK İŞLEMLERİ Okuma Sayısı: 32392
-
HAVA KİRLİLİĞİ 2018 RAPORU 12.03.2019 TARİHİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN BASIN TOPLANTISI İLE PAYLAŞILDI! Okuma Sayısı: 30407